top of page

SİYAH...IM


Bir papatya bahçesi...Simsiyah.

Hayatım çamurlu ayakkabılarımı alıp bıraktığı izlerle küçük bir çocuk gibi kaçmış benden. Takip ettikçe kaybolduğum bir karmaşanın içindeyim, yapayalnız öylece. İzlerinden kurtulamadığım çamur lekeleri var yüzümde. Kalbimde buruşup kalmış bir ömür dolusu yaşanmışlık… Bu sefer gitmeliyim farkındayım. Aslında her zaman gitmeliydim. Gitmeyi kaçış sanarken kalarak kaçtım kendimden. Hayatın izinden giderken beni takip eden acıları sürüklüyorum peşimden. Kaldıkça en çok kendi canımı yaktım. Ve her gitmeyi denediğimde benimle birlikte kirlettim saf kalabilen duygularımı. Hayır mesele kalan olmak değilmiş, mesele doğru yolu bulabilmekmiş. Ve ben şimdi ne hissettiğimi bile bilmezken gömülmeyi bekleyen duygularımın kefenini sürüklüyorum kendimle. Benim kefenim simsiyah. Çünkü beyazın iyiyi nitelemeye yetemediğini çok iyi biliyorum artık. Siyah..ım. Yolun sonunda bir papatya bahçesi var sanıyorum. Bakmayı bilmezken gördüklerime yeniliyorum her seferinde. Yolda giderken topladığım taşlar var ellerimde. Öyle ya kaldırımlar üzerinde deniz kabuğu bulmaya umut ederek geçti yaşamım.. Bir avuç ağırlık var simdi üzerimde. Bir o kadarı da kalbimde. Hayatım hayallerimin güneşine kanarak sıkıca tutmayı bilmediğim ceketimi çalıp kaçmış üzerimden. Katil aranmış her seferinde hırsız kaçarken. Ve katiller gizlenmiş sizin iyilikle nitelediğiniz beyazların içinde. Siyah..ım. Yolun sonunda dut ağaçlarından bir bahçe var sanıyorum. Göremezken düşlediklerime kanıyorum yine. Sırtımda baygın kalmış umutlarımı taşıyarak yürüyorum. Öyle ya kaybetmekten korkarken kaybolarak bitmiş yaşamım, öldürmeyi bilmezken öldüremediklerim al

tında ezilmiş ruhum. Hayatım duygularımdan ördüğüm renkli kanatları çalıp kaçmış benden. Henüz yaşamaya cesaret edememişken eksik bırakılmışım. Ayaklarıma dolanmış bittiğini sandıklarım. Öyle ya uçtuğumu sanarken, düşerek bitmiş zamanım… Sevgi kalmadı artık içimde. Yarım kalanlardan bir tek öfke var benimle… Yolun sonundayım. Hissizim. Anlatmaya değmeyecek kadar anlamsız… Belki de… Ne bileyim işte, öyle. Kocaman bir bahçenin içinde, kocaman bir dut ağacının altında, üzerimde siyah papatyalarla yaşayamadıklarım için pişmanlığım. Korktuğum için belki yalnızlıktan, belki de cesaret edemediğim için sevmeye. Gidenler için değil giden olamadığım için pişmanım…

Siyah..ım, bir mezar taşının içinde.


Tanıtılan Yazılar
Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Henüz etiket yok.
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page